Dünyamız için herkesin görevi olan doğal kaynakları doğru bir şekilde yönetmek son yıllarda çok daha elzem bir durum oluşturmaktadır. İnsan doğası gereği yaşamının devamlılığı için birçok gereksinimlere sahiptir. Günümüzde artan çevresel sorunlar, doğal kaynakların tükenebilecek noktada olması ‘sürdürülebilirlik’ kavramının önemini göstermektedir.
Ekonomik büyüme sürdürülebilir bir yaşam için çok önemlidir. Birçok farklı tanıma sahip olan bu kavramı en temel anlamıyla anlatacak olursak; sürdürülebilirlik, ihtiyaçlarımızı karşılarken gelecek kuşakların da ihtiyaçlarına sahip çıkmaktır. Sürdürülebilirliğin tam kelime anlamı ise, “doğal kaynakların sınırının tükenmesini önleyerek ekolojik dengenin korunması” şeklindedir.
Sürdürülebilirliğin hayatımıza girmesi 19. yüzyıl sonlarına doğru olmuştur. Sanayi devrimi ile beraber artan nüfus var olan kaynakları sınırsızmış gibi hızlı bir şekilde tükenmeye başlamıştır.
Sürdürülebilirlik kavramının önemi 1972’de Stockholm’ de gerçekleştirilen Dünya Çevre Konferansı Raporuyla gündeme gelmiştir. Sürdürülebilirliği ekonomik, sosyal ve çevresel olacak şekilde ele alabiliriz. 1992 yılında Brezilya’da yapılan Birleşmiş Milletler Çevre ve Kalkınma Konferansı’ nda ‘’Sürdürülebilir Kalkınma Üçgeni’’ ilk defa konuşulmuş sembolün önemi vurgulanmıştır.
Sosyal Boyut: Halkın kendi kaynaklarını koruyabilmesi, geliştirebilmesi ve bir sonraki dönemde oluşan sorunları önlemek için çabalaması olarak adlandırılabilir.
Ekonomik Boyut: Gezegenimizdeki hiçbir kaynak sınırsız olmamaktadır. Bu nedenle elimizdeki kaynaklar, toplumun yaşam kalitesini artıracak şekilde ele alınmalı; insan ihtiyaçlarına cevap verebilmeli, eşitsizliğin kaldırılmasını sağlamalıdır.
Çevresel Boyut: Ekolojik dengelerin korunması ile gerçekleşir. Ekosistemlerin yeniden kendini oluşturmasını ifade eden ve biyoçeşitliliği azaltmayan durumlardır.
Bu tanımlar ile birlikte “sürdürülebilir tarım” ve “sürdürülebilir gıda” şeklinde önemli başlıklar da ortaya çıkmaktadır.
Sürdürülebilir tarım; tarım işlemlerinin devam etmesini sağlayacak toplumsal faaliyetleri karşılayabilmeli aynı zamanda da doğal yaşama zarar vermeden tarımsal sistemin devamlılığını sağlamalıdır.
Sürdürülebilir gıda; kendi beslenme ihtiyacımızı güvenli ve sağlıklı bir şekilde karşılarken gelecek nesillerin de sahip olması gerektiğini unutmamalı ve devamlılık sağlanmalıdır.
Gıdanın tüketiminin ve üretiminin sürdürülebilir olması; dağıtımın geliştirilmesi, israfların önlenmesi, satın alım ve tüketim hesabının düzenlenmesi gerekmektedir.
Yaşam faaliyetlerimizi devam ettirebilmemiz için birçok şeye ihtiyaç duymaktayız. Bu ihtiyaçları doğanın bize sağladığı kaynaklardan elde etmekteyiz. Son zamanlarda daha da önemli hale gelen sürdürülebilir yaşam konusu bizleri kaynakları nasıl yönettiğimiz konusuna yönlendirmektedir.
Dünyamızda olan kuraklık, doğal afetler, gıda kıtlığı, enerji sorunları aslında sürdürülebilirlik konusunun neden önemli olduğunu açıklamaktadır. Bizlerden sonra ise dünyaya gelecek her canlı için unutmamalıyız ki bu kaynaklar herkesin hakkıdır ve kimsenin bundan mahrum kalmasına neden olmamalıyız.