Avrupa Sinema Ödülleri, sinema dünyasındaki öne çıkan başarıları ve yaratıcılığı kutlayan bir etkinlik olarak önümüzdeki günlerde sinemaseverler ile buluşmaya hazırlanıyor. Bu prestijli etkinlik, Avrupa sinemasının zengin mirasını onurlandırarak, sektördeki yetenekleri bir araya getiriyor ve izleyicilere unutulmaz bir film deneyimi sunuyor.

İlk olarak 1988 yılında Berlin’de düzenlenen bir tören ile başlayan Avrupa Film Ödülleri, o günden bu yana Avrupa sinemasının en parlak isimlerini ve yapıtlarını ödüllendirmeye devam ediyor. Her yıl farklı bir Avrupa şehrinde düzenlenen ödül töreni, kıtanın sinema sektöründeki çeşitliliğini, sanatsal zenginliğini ve kültürel dokusunu yansıtan bir şölen niteliği taşıyor. Ödül kategorileri arasında en iyi film, en iyi yönetmen, en iyi oyuncu gibi önemli başlıklar bulunurken, her kategori kendi içinde zengin bir yelpazede farklı yapıtları kucaklıyor. “36. Avrupa Film Ödülleri 2023 ne zaman?" sorusu da ödül sahipleri kadar merak edilen bir konu... 9 Aralık tarihinde Berlin'de gerçekleşecek olan bu prestijli etkinlikte en çok öne çıkan adayları sizin için derledik.

Anatomy of a Fall (Yönetmen: Justine Triet)

Cannes Film Festivali’nde Altın Palmiye ödülüne layık görülen film, 36. Avrupa Film Festivali’nde En İyi Yönetmen, En İyi Kadın Oyuncu ve En İyi Senaryo Ödüllerine aday gösterildi. Film, eşini öldürmekle suçlanan bir yazarın davasını konu alıyor.

Alman yazar Sandra, Fransız Alplerinde bir kulübede kocası Samuel ve görme engelli oğluyla izole bir yaşam sürer. Samuel yüksek bir konumdan düşerek ölür. Soruşturma sonucunda ölüm nedeninin intihar mı yoksa kaza mı olduğu netleşmez ve Sandra cinayet suçlamasıyla tutuklanır. Samuel’in ölümünün sorgulandığı mahkeme süreci, çiftin çalkantılı ilişkilerinin de derinine inen psikolojik bir yolculuğa dönüşür.

"Anatomy of a Fall"; duygusal derinliği, çarpıcı görsel anlatımı ve güçlü oyunculuk performanslarıyla seyirciyi etkileyici bir yolculuğa çıkarıyor. Ana karakterler arasındaki kişisel çatışmalar, geçmişin hayaletleri ve geleceğe dair belirsizlikler, izleyiciyi karakterlerin karmaşık dünyasına çekiyor. 3 Kasım 2023 tarihinden bu yana Türkiye’de gösterimde olan yapım, dramatik anlatımı ve karakter derinliğiyle sinemaseverlere unutulmaz bir deneyim sunmayı hedefliyor.

Fallen Leaves (Yönetmen: Aki Kaurismäki)

Avrupa Film Ödülleri’nde En İyi Film, En İyi Kadın Oyuncu, En İyi Erkek Oyuncu ve En İyi Senaryo ile 4 farklı kategoride aday gösterilen film oldukça dikkat çekiyor. Cannes Film Festivali’nde de Jüri Ödülü kazanan Fallen Leaves, Helsinki sokaklarında tanışan iki sıradan insanın aşk hikayesini anlatıyor.

Helsinki’de yaşayan Ansa bir süpermarket görevlisi, Holappa ise hurdalıkta çalışan bir metal işçisidir. Bir gece tesadüfen bir karaoke barda tanışan ve aralarında yoğun bir bağ oluşan bu ikili aşık olur ancak ayrıldıklarında birbirlerinin ne isimlerini ne de adreslerini bilirler. Kaybolan telefon numaraları ve Holappa’nın alkolizmi aşıkları buluşturmak konusunda pek yardımcı olmaz. Kavuşma yolları engellerle kaplıdır.

Avrupa Film Ödülleri'nin bu yılki dikkat çeken adaylarından biri olan "Fallen Leaves", izleyicilere derinlemesine bir düşünce ve duygu yolculuğu vaat ediyor. Kaurismäki filmlerinin tüm özelliklerini içinde bulunduran, yer yer nostaljik romantizmin etkisiyle düşüncelere kapılacağınız ve finalde yüzünüzde hafif bir tebessüm bırakacak filmin Türkiye’de gösterim tarihi henüz net değil.

The Green Border (Yönetmen: Agnieszka Holland)

Venedik Film Festivali’nde Jüri Özel Ödülü kazanan The Green Border, Avrupa Film Festivali’nde de En İyi Yönetmen ve Senaryo Ödüllerine aday gösterildi. Film, Belarus-Polonya sınırında sıkışıp kalan mültecilerin hikayesine odaklanıyor.

Suriyeli mültecilerden oluşan bir aileyi, Afganistanlı bir İngilizce öğretmenini ve bir sınır muhafızını konu alan filmde tüm karakterler, Belarus'ta yaşanan son insani kriz sırasında Polonya-Belarus sınırında buluşuyor.

Başta Eurimages olmak üzere Avrupa’nın en önemli fonlarından destek kazanan film; Türkiye, Polonya, Fransa, Çek Cumhuriyeti ve Belçika ortak yapımı olma özelliğini taşıyor. Senaryonun hazırlık aşamasında yüzlerce belgenin incelendiği söylenirken; mülteciler, sınırda yaşayan halk, sınır muhafızları ve uzmanlarla önemli görüşmelerin gerçekleştiği belirtiliyor.

Me Captain (Yönetmen: Matteo Garrone)

Venedik Film Festivali’nde Matteo Garrone’ye En İyi Yönetmen Ödülü kazandıran film, iki göçmen çocuğun Senegal’den Avrupa’ya ulaşma çabasını anlatıyor.

Rap yıldızı olmayı hayal eden iki çocuğun Senegal’den Avrupa’ya gidiş çabalarını konu alan film, AB kapılarına dayanan mülteci ve kaçak göçmenlere karşı yürütülen devlet politikalarına eleştirel bir bakış açısı sergiliyor. İki gencin giriştiği zorlu yolculuk, çöllerden ceza kamplarına, oradan da uçsuz bucaksız açık denize uzanıyor.

The Zone of Interest (Yönetmen: Jonathan Glazer)

The Zone of Interest; Avrupa Film Ödülleri’nde En İyi Yönetmen, En İ İyi Erkek Oyuncu, En İyi Kadın Oyuncu ve En İyi Senaryo olmak üzere 4 farklı dalda aday gösterildi. Cannes Film Festivali’nde de Grand Prix kazanan film, toplama kampının bitişiğindeki evlerinde rahatça yaşamaya çalışan Auschwitz komutanı ve ailesini merkezine alıyor.

Auschwitz kumandanı Rudolf Höss, eşi Hedwig, çocukları ve hizmetkârlarıyla rüya gibi bir hayat sürer. Muhteşem evleri, ölüm kampının duvarına bakar ve tam da tren raylarıyla gaz odaları arasındadır. Martin Amis'in aynı adı taşıyan romanından uyarlanan bu çarpıcı film; çiçekli, geniş bahçeleri, seraları ve havuzlarında keyif süren Höss ailesinin başlarına ölüm külleri serpilirken süren günlük yaşamını anlatıyor.

36. Avrupa Film Ödülleri’nin öne çıkan adaylarından biri olan filmin Türkiye’de 16 Şubat 2024 tarihinde gösterime gireceği duyuruldu.