Küresel Isınma sebebiyle artan sıcaklıklar ve azalan yağışlarla beraber etkilerini daha net görmeye başladığımız bu durum, yavaş gelişen ancak çok derin zararlara neden olan bir doğal afettir. Bu duruma hızlı nüfus artışı, aşırı su kullanımı ve yanlış planlanan su altı yapıları da eklenince kuraklık karşısında güçsüz ve savunmasız kalmak kaçınılmaz olabilir.
Yaşanacak su krizinin; susuzluk yanında bulaşıcı hastalık riskinin artması, bazı canlı türlerini yok olması ve çölleşme gibi ciddi sorunları da beraberinde getirmesi öngörülüyor. Bu sorunların birçok başka soruna kapı açacağı, özellikle çölleşmeyle beraber tarım ve orman arazilerinin ciddi zarar göreceği de etkilerden biri.
Zannedilenin aksine su bakımından zengin bir ülkede bulunmuyoruz. 1 yılda kişi başına düşen su miktarı 1.519 m³ iken bu sayının 2030 yılına kadar 1.120 m³ e gerileyeceği ön görülüyor. Tüm veriler ülkemiz ve dünyamız için önümüzdeki süreçte ciddi bir su krizinin yaşanacağını gösteriyor.
Hala mümkünken ve zaman varken alacağımız birkaç etkili önlemle yarına daha güçlü ve hazırlıklı başlayabiliriz.
Yağmur suyu hasadı; yağmur suyunun akıp gitmesi yerine depolanarak, yağışın az olduğu dönemlerde farklı ihtiyaçlar için kullanılmasını sağlar.
Tarih boyunca kullanılan bu tekniğin diğer faydaları da şunlardır:
Peki, Yağmur Suyu Hasadı Nasıl yapılır?
Yağmur Suyu Hasadı Deposu
Çatı oluklarında toplanan yağmur suyu, yağmur suyu hasadı deposuna aktarılarak temiz su ihtiyacı dışındaki alanlarda değerlendirilebilecek bir su elde etmeyi sağlar. Böylece yağmur suyu boşa akıp gitmemiş ve gereksiz temiz su kullanımının önüne geçilmiş olur.
Rain Saucer
Yeni bir yaklaşım olan Rain Saucer, çatı yerine kullanılan ters şemsiye sistemi, doğrudan gökten gelen yağmuru toplayarak daha temiz bir su elde etmeyi sağlar.
Yağmur Bahçesi
Son dönemde sıcaklığın artması, hızlı buharlaşma ve su tutmaya bağlı olarak ani ve şiddetli yağışlar yaşanmakta. Bu yağışlar, yağmur suyunun bölgeden hızla uzaklaştırılmasıyla taşkın ve sel sorunlarına yol açmaktadır. Ortaya çıkan yüzey akışını kontrol altına alabilmek için çeşitli uygulamalar geliştirilmiştir. Bu uygulamaların en basit ve doğa dostu olanlarından biri de yağmur bahçesidir.
Yağmur bahçesi; doğal bir eğimle oluşturulan çukur içine uzun ömürlü bitki ve çalıların dikilmesiyle hazırlanan bahçedir. Bu sistem yağmur suyunun 12 ila 48 saat arasında yer altı sularına karışmasını sağlayarak sulama ihtiyacını önemli bir oranda düşürür.
Malçlama
Malçlama, toprak yüzeyinin ışık geçirmeyen bir malzemeyle örtülmesidir.
Malç, toprağın nemini uzun süre tuttuğundan, sulama aralığı uzatılarak su tasarrufu yapmanızı sağlar. Uzun süre nemli kalan toprak sayesinde kökler su salınımı yaparken çok daha az enerji sağlayarak bitkinin gelişimini hızlandırır.
Hügelkültür
Hügelkültür ya da Sonradan Yükseltilmiş Bahçe Yatağı da denilen bu işlem, odunsu atıkların toprakta kullanılarak toprağın besin ihtiyacını karşılamasını ve su ihtiyacını en aza indirmesini sağlar.
Gri su, tuvalet suyu hariç banyo, mutfak ve çamaşır makinesinden çıkan atık sudur. Gri suyu bahçe ve dış alanlarda değerlendirerek ciddi oranda bir su tasarrufu yapmak mümkün.
Orman; yakacak ihtiyacını giderecek bir grup ağaçtan çok daha fazlasıdır. Ağaçlar ve içinde barındırdığı birçok bitki ile oksijen salınımı yapmakla kalmaz, kökleriyle sellerin oluşmasını, erozyonu ve çölleşmeyi önler. Dikeceğimiz her bir fidan kuraklığın önünde doğal bir engel olacaktır.
Dünya üzerinde 900 milyon insan temiz suya ulaşamıyor. Evlerde, banyo ve tuvalette tüketilen su miktarı evde tüketilen toplam suyun %70’ini oluşturuyor. Dişinizi fırçalarken, duş alırken ya da bulaşık yıkarken akan su gözünüze çok gelmiyor olabilir ama ortalama 3 dakika süren diş fırçalama esnasında 15 litre su israf ediliyor. Sadece musluğu kapatarak bir ailenin 2 yıllık mutfak suyu ihtiyacı kadar tasarruf yapmış olursunuz.
Düşük akımlı musluk başlığı ile duşta veya lavaboda kullandığınız su miktarını önemli ölçüde azaltabilirsiniz.
Aynı anda hem arabanızı yıkayın hem çimlerinizi sulayın. Böylece gereksiz su israfından kaçınmış olacaksınız.
Hayvansal ürün tüketimini azaltarak su tasarrufu yapmanızın mümkün olduğunu biliyor muydunuz? Vegan yemek sektörü ile hayvancılık sektörü arasındaki önemli farklardan biri de hayvancılıkta, hayvanların yetişmesi ve bakımı sırasında çok fazla su tüketimi olmasıdır.
Sadece gıda değil tekstilde de her yıl tonlarca su israf ediliyor. Örneğin, her bir jean için ortalama 10.000 litre su harcanıyor. Hem evinizde yer açmak hem de su kullanımını azaltmak için artık kullanmadığınız kıyafetlerinizi, eşyalarınızı ya da çocuklarınızın oyuncaklarını çevrenizle paylaşabilir ya da ihtiyacı olanlara ulaşması için bu işe öncülük eden dernek ve kuruluşlara bağışlayabilirsiniz. Sizin kullanmaktan sıkıldığınız bir eşya, bir başkasının ihtiyacı olabilir. Paylaşmak güzeldir.
Atık gıdalarınızı biriktirip kompost haline getirerek hem su tasarrufu yapmış hem de bahçeniz için yararlı besin kaynağı sağlamış olursunuz. Gıdalarınızı çöpe atmak yerine, tabağınıza yeterli miktarda yiyecek alabilir ya da kompost yapımıyla çevreye duyarlı hale gelebilirsiniz.
Kuraklığın kapımızda olduğundan ve tüm dünya canlıları için bir tehdit oluşturmasından bahsettik. Yavaş gelişmesi nedeniyle etkilerini tam olarak hissedemediğimiz bu önemli olay, gelecekte dönüşü olmayan bir noktaya gelebilir. Yaşamak ve bu sistemde uzun yıllar varlığımızı sürdürebilmek adına, kurulmuş ekolojik düzeni bozmadan, sürdürülebilirliğini sağlayarak ilerlemeliyiz.
Her bir damla su yarın için ihtiyaçtır. Küçük adımlarla, bugünden başlayarak önlem alabilir, suyun ömrünü uzatabilir ve bu kuraklığın önünde engel olabiliriz.