25.03.2017
Bir konser salonunda olduğunuzu ve sahnedeki senfoni orkestrasına baktığınızı düşünün. Tiz sesli yaylıların, pes sesli yaylıların soluna yerleştirildiğini fark etmiş miydiniz? Soldan sağa doğru gidilirse genellikle önce kemanları, sonra viyolaları, çelloları ve kontrbasları görürsünüz. Yani soldaki tiz seslilerden sağdaki pes seslilere doğru ilerlersiniz. Neden? Orkestranın yerleşim düzeni, otomobillerin yolun sağından gitmesi gibi kültürel bir tuhaflık değildir. Daha çok kendi biyolojik yapımızla ilgili bir şeydir.
Beynin sol tarafı tiz sesleri daha iyi işleyebilirken, sağ taraftaki benzer bir bölge de pes sesleri daha iyi işleyebiliyor. Bu düzenlemenin müziğin çok ötesinde sonuçları olduğu, hatta belki de konuşulan dilin neden daha çok beynin sol tarafında işlendiğini anlamamıza yardım edebileceği düşünülüyor. Yani beynimin tiz sesleri daha iyi işleyen bölümü, tiz sesli enstrümanların bulunduğu yere denk geliyor: sol tarafa. Ama hikaye burada bitmiyor.
Asıl kafa karıştıran şey, beynin dışındaki sol-sağ ayrımının genellikle çapraz olması ve beyinde sağ-sol şeklinde işlenmesidir. Örneğin sahnede gördüğünüz kemancı yayını sağ eliyle tutar ama sağ elini beyninin sol tarafı kontrol eder. Önündeki partisyona baktığında, sağ sayfa, beyninin sol tarafındaki görme merkezine yansıyacaktır. Beyinle ilgili bu tuhaf durumu bir keresinde oldukça net bir şekilde deneyimlemiştim; beynimin bir yanındaki motor korteksi manyetik dalgalarla uyarıldığında, diğer taraftaki elimin işaret parmağı hareket etmeye başlamıştı.
Sağ kulak tiz sesleri daha iyi duyuyorsa, neden tiz sesli enstrümanlar solda duruyor?
İnsanın nasıl bu kadar çetrefilli bir beyin yapısı geliştirdiği önemli ölçüde bilinmiyor. Sol-sağ çaprazlaması diğer omurgalı türlerde de var; yani (bir dil geliştirmek gibi) sadece insana özgü bir şeyle bağlantılı değil. Bu çaprazlama muhtemelen daha çok bundan yüzlerce milyon yıl önce denizde yaşayan bir atamıza dayanıyor. Bu atamız bir sebepten başını bir tarafa 90 derece döndürürken, bedenini diğer tarafa 90 derece döndürecek şekilde evrimleşmiş. Sonuç, toplamda 180 derecelik bir dönüş: sağ sol haline gelirken sol da sağ oluyor.
Orkestranın yaptığı müziği dinleyen modern insanlarda bu sol-sağ çaprazlamasının tuhaf sonuçları var. Sol taraftaki duyma merkezine yansıyan tiz sesleri sağ kulak daha iyi duyuyor. Bu, dinleyicinin genellikle solda duran tiz sesli enstrümanları optimum şekilde duyabilmesi açısından hatalı bir durum. Orkestranın yerleşim düzeni, tiz sesleri sağdan duymayı tercih eden dinleyicinin beynini hesaba katmıyor.
Bunun pek de önemli olmadığını düşünebilirsiniz. Sağ kulağınızın tiz seslerdeki avantajını ne kadar fark ediyorsunuz ki? Belki de hiç… San Diego'daki Kaliforniya Üniversitesi'nden psikolog Diana Deutch bunu göstermek için ses perdelerinin duyma merkezleri arasında nasıl bölündüğünü deneyimlemenizi sağlayan çarpıcı bir yanılsama geliştirdi. Aşağıdaki ses kaydını bir dinleyin (yanılsamayı algılayabilmek için stereo kulaklık takmanız gerek:)
Tiz melodiyi hangi kulağınızla duydunuz? Şimdi kulaklığınızı ters döndürerek takın ve aynı kaydı tekrar dinleyin. Melodiyi şimdi hangi kulağınızda duydunuz? Eğer gerçekten tiz seslerde sağ kulak avantajına sahipseniz, her iki sorunun da cevabı sağ kulak olmalı. Nihayet, kaydı bir kez daha ama bu sefer sadece tek kulaklıktan dinleyin. Artık açıkça görüleceği üzere, yanılsama sırasında aslında hem tiz hem de pes sesleri her iki kulağınızla da duydunuz. Ama beynin yerleşim düzeninin temayülleri nedeniyle beyniniz bu konumu yeniden düzenledi.
Beynin sol tarafı tiz sesleri daha iyi işleyebilirken, sağ taraftaki benzer bir bölge de pes sesleri daha iyi işleyebiliyor.
Sağ kulak tiz sesleri daha iyi duyuyorsa, neden tiz sesli enstrümanlar solda duruyor? Bunun sebebi müzisyenlere yardımcı olmak. Birlikte çalabilmek için birbirlerini dikkatle dinlemeleri gerekiyor. Bu sebeple bedenin tiz sesleri daha iyi duyan tarafı tiz seslere dönük olacak şekilde, optimum bir pozisyonda oturuyorlar. İlginçti ki, dinleyici bundan (çok az bir) zarar görüyor.
Modern orkestranın oturma düzeni insan kulağının dinleme temayüllerini taklit eder. Kulaklar sesleri, beynin karşı tarafındaki duyma merkezine yansıtır ve beynin dinleme temayülleri bu merkezlerden kaynaklanır. Bir orkestrada kimin nerede oturacağı kültürel bir tuhaflık olarak görülse de, böyle bakıldığında, aslında beyin organizasyonundan kaynaklanan biyolojik bir tuhaflık da olabilir. Bu otomobili yolun sağından veya solundan kullanmak gibi tarihsel bir kaza değildir. Konser salonunda kültürel ve biyolojik iç içe geçmiştir.
Şimdi isterseniz 'yepyeni bir kulakla' yeniden dinleyelim: